10 ARALIK İNSAN HAKLARI GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
10 Aralık İnsan Hakları Gününün öncelikle , daha eşit , daha özgür , daha demokratik bir dünyaya bizleri taşımasını , bu yolda gerekli olan bilinçlenmeye vesile olmasını temenni ederim.
İnsan hakları kavramı modern dünyanın yapı taşı olan kavramların başında gelmektedir. Günümüz dünyasında insan hakları ihlalinin yaşandığı bir yerde başka herhangi bir konunun öncelik arz etmesi mümkün değildir. İnsan hakları , bireyin sadece insan olma vasfını taşıması ile doğuştan edinmiş olduğu hakların tamamını kapsamaktadır. Birey hangi ırktan ,hangi dinden ,hangi mezhepten , hangi cinsiyetten , hangi sosyo kültürel sınıftan olursa olsun bu haklara sahiptir. Bu haklar vazgeçilmezdir.
Tarihsel süreç içerisinde insan hakları kavramı ilk kez İngiltere’de dile getirilmeye başlanmış , 1789 Fransız İhtilali ile Avrupa da bu kavram kendine uygulama alanı bulmaya başlamıştır. Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Roosvelt ile İngiltere Cumhurbaşkanı Churcill arasında imzalanan Atlantik Beyannamesi insan hakları kavramının genişletildiği ve kullanım alanının belirlendiği bir belge niteliği taşımaktadır. İnsan hakları kavramının gelişmiş toplumlarda üzerinde özenle durulmaya başlanılan bir kavram olması ile birlikte bu yönde yapılan çalışmalar artmış, dünyada barış ve güvenliği sağlamak amacı ile 24 Ekim 1945 te Birleşmiş Milletler Örgütü kurulmuştur. Bu örgüt kuruluşundan 3 yıl kadar sonra İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni imzalayarak dünya kamuoyuna ilan etmiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından 27 Mayıs 1949 da kabul edilerek , 7217 sayılı resmi gazetede yayınlanmıştır. Halen günümüzde de geçerliliğini koruyan bu beyanname İnsan Hakları konusunda en önemli belge niteliğini taşımaktadır. Ülkemiz tarafından da kabul edilerek resmi gazetede yayınlanan bu belge uluslararası bir beyanname olmakla birlikte artık iç hukukumuzun da bir parçası haline gelmiştir.
İnsan hakları konusunda hukuki alt yapının yeri tartışmasızdır. İnsan hakları kavramı üzerinde titizlikle duran bir ülkenin yasalarının da herhangi bir ihlale müsaade etmeyecek şekilde düzenlenmiş olması gereklidir. Bu yönden her zaman daha demokratik Anayasalara , daha özgürlükçü ve eşitlikçi düzenlemelere ihtiyaç vardır. Bilgi akışının neredeyse sınırsız ve muhteşem bir hızla ilerlediği günümüz dünyasında yasalar kadar önemli bir başka konu ise toplumların insan hakları konusunda aydınlanmalarının sağlanmasıdır. İnsan hakları kavramı ile ilgili gerekli ve yeterli bakış açısına sahip bir toplumda herhangi bir insan hakları ihlalinin yaşanması halinde oluşacak tepki yeni ihlallerin yaşanmasının önüne geçecektir.
Artık hiçbir yerin uzak olmadığı günümüz dünyasında , insanlar evlerinden dünyanın bir başka köşesinde yaşananları takip edebilmektedirler. 10 Aralık İnsan Hakları günü gibi günler vesilesi ile dünya genelinde İnsan Hakları kavramı ile ilgili bilinçlenmenin sağlanması amaçlanmaktadır. Bu vesile ile şahsım ve Barom adına her nerede olursa olsun tek bir insanın dahi doğuştan var olan haklarının ihlal edilmediği aksine yüceltildiği bir dünya temenni ederim. 10.12.2014
ISPARTA BAROSU İNSAN HAKLARINDAN SORUMLU
YÖNETİM KURULU ÜYESİ
AV. ÜNSAL ÇANKAYA
TÜRK KADININA SEÇME SEÇİLME HAKKINI VERİLİŞİNİN 80. YILI KUTLU OLSUN
18 kadının ilk kez parlamentoya girdiği 1935 seçimlerinde kadın temsil oranı yüzde 4.5'tir. Bu öncü rolüne rağmen Türkiye'nin kadınların seçme ve seçilme oranı açısından günümüzdeki durumu pek de iç açıcı değildir. 2011 seçimlerine göre TBMM 24. dönemindeki kadın milletvekili sayısı bir önceki seçimlere göre 50'den 78' e çıkarak 28 kişi artmıştır. Böylece TBMM'de geçen dönem yüzde 9 olan kadınların temsil oranı da yüzde 14'e çıkmıştır. Ancak ülkemiz bugün kadınların siyasette ki yeri açısından devraldığı bu önemli mirası olması gereken seviyeye getirememiş, siyasi partilerin seçim listelerinde, kadın adaylara etkin bir biçimde yer verilmemiştir.
Günümüzde kadının çeşitli alanlarda maruz kaldığı cinsiyete dayalı ayrımcılık, özelde kadına yönelik şiddet ve şiddetle mücadele konusu ve bir bütün olarak evrensel kadın meseleleri devam ediyor olması düşündürücü ve üzücüdür. Amaç, "cinsiyet adaleti" kavramını merkeze alan, kültürel aidiyetleri ve değerleri muhafaza ederek, kadını sosyo-kültürel, siyasal ve ekonomik hayatta söz sahibi kılacak uygulamaların ve pratiklerin geliştirilmesinin önünü açılmalıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, eşdeğer işlerde çalışan kadınların, erkeklerin ancak yüzde 46'sı kadar ücret aldığı saptanmıştır. Türkiye ekonomisinin son 10 yılda yakaladığı hızlı büyüme oranlarının, istihdama özellikle kadın istihdamına aynı ölçüde yansımadığı görülmektedir. Yine TÜİK'in son olarak yayımladığı Ağustos 2012 verilerine göre, Türkiye genelinde kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Yani çalışma yaşındaki her yüz kadından 30'u istihdam edilmektedir.
Ayrıca toplumsal yaşantımızda kadın üzerindeki erkek egemenliği, kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz ve cinayetler artarak devam etmektedir. Kadın, tüketim toplumunda cinselliğin aracı olarak görülmektedir. Kadının bedensel ve cinsel yönden sömürüsü de kaygı verici boyuttadır. Bu nedenle toplumsal yaşantımızın her alanında kadına olanak ve fırsat eşitliği sağlanarak hak ettiği yere gelmesi için mücadele edilmelidir.''
Anayasanın 10. Maddesine göre, kadın ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu ortadadır. Devletin, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu eşitliğin kağıt üzerinde kalmaması, toplumsal yaşantının her alanına yansıması gerekmektedir.
Kadınlar ülkenin geleceğinin belirlenmesinde ve gelişme yolunda atılacak tüm adımlarda görev almalı, yeniliklerin öncüsü olmalı, siyasal yaşamda etkinliğini artırmalı ve ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmalıdırlar. Kadının yaşamın her alanındaki sorunlarının çözümlenmesi, bilinçlendirilmesi ve kadın haklarının geliştirilmesi için çalışmalarımız devam edecektir.
Ülkemizde kadınların siyasete katılarak seçilebilecekleri yerde aday listelerine konulduğunu görmek istiyoruz. Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin 80.yıldönümünü kutlarken, hayatın her alanında söz, yetki, karar ve politika üretim mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlanıncaya kadar bu taleplerimizin takipçisi olacağız.
Av Gökmen Hakkı Gökmenoğlu
Isparta Baro Başkanı